Zamların nedeni dışa bağımlılık

Yılbaşından bu yana evlerde yüzde 22, sanayide 27 oranında zam yapıldı. Bu zamların nedenini sorduğumuz uzmanlar dışa bağımlılığa işaret ediyor.

ŞAHİN YATKIN

Ağustos ayına elektrik ve doğalgaza yapılan astronomik zammın şoku ile girildi. Bu zamların ceplere yansıması eylül ayında sarsıcı bir şekilde hissedilecek. Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu’ndan Oğuz Türkyılmaz ve Olgun Sakarya ile “Elektrik Ve Doğalgaz Fiyatlarına Yapılan Son Zammın Analizi” isimli raporlarını konuştuk.

» Yapılan zamlar ve tepkiler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Olgun Sakarya: 
EPDK uzunca bir zaman zam yapmadan, kamu kaynakları üzerinden finanse ederek bu işi tarifelere yansıtmadan çözüyordu. Zamlara baktığımızda yılbaşı itibarıyla meskenlerde yüzde 22, sanayide 27 oranında. Dönemsel olarak meskenlerde yüzde 9, sanayide ise yüzde 14 civarında bir zam yapıldı.

Bu zamlar kaçınılmazdı. Çünkü izlenen elektrik politikası zaten bu zamları otomatik olarak doğuruyor. Bölgesel elektrik dağıtım şirketlerine elektrik satan TETAŞ’ın toptan satış fiyatlarıyla sübvanse edildiği görülüyor. Yıllık bazda 4 milyar lirayı bulan bir destekten söz ediyoruz. 1 Ağustos tarifesine gelirken 703 sayılı KHK ile TETAŞ kapatıldı. TETAŞ’ın görevleri Elektrik Üretim Anonim Şirketi’ne (EÜAŞ) devredildi. Toptan satış fiyatlarını, 1 Ağustos tarifesinde EÜAŞ açıkladı. Fiyatı 14 kuruştan 17.36 kuruşa çıkardı, 3.26 kuruş (yüzde 24) gibi bir zam yaptı. Artık kamuda zamları kısmen bastıracak, örtecek, gizleyecek, sübvanse edecek bir kaynak kalmadı.

» Doğalgazda durum nedir?
Türkyılmaz: 
Doğal gaz zammı, aynı elektrikte olduğu gibi çok gecikmiş bir zam. Önce Anayasa referandumu, sonra 24 Haziran seçimleri öncesi olumsuz yansımaları olmasın diye, zamlar ötelenmişti.

BOTAŞ 31 Temmuz’da bir basın açıklaması yaptı, “Elektrik üretecek sanayi kuruluşlarına bundan sonra gaz satış fiyatı 270 Dolar. Fatura edilirken Dolar’ın o günkü cari kurundan fatura edilecektir” dedi. TÜSİAD başta olmak üzere İstanbul Sanayi Odası, değişik sermaye örgütleri bir koro halinde “zam çok fahiştir, pahalıdır, geri alınmalı, devlet bize ucuza satsın” dediler. Niye devlet ucuza satacak? Devlet 270 Dolara mı mal ediyor onlara sattığı gazı?

» Sübvansiyon yapılıyor mu?
Türkyılmaz:
 Sübvansiyon yapıldı, halen de yapılıyor. 8 Ağustos 2018 itibarıyla 1 USD 5.28 TL döviz kuru üzerinden diğer tüketici gruplarına satılan gazın fiyatı, konut tüketicileri için 158 Dolar. Siz 260 Dolara en ucuza aldığınız, bin metreküp ortalaması 280-300 Dolara gelen gazı eğer 158 Dolara satıyorsanız, hala sübvansiyon yapıyorsunuz demektir. Ben sübvansiyon yapılacaksa bunun sadece konut tüketicileri için olması gerektiğini düşünüyorum. Doğalgazla elektrik üreten tesisler için gerçek fiyat neyse o olmalı.

» Şirketlere verilen bu destek halka nasıl yansıyor?
Türkyılmaz:
 Vergilerimizle biz ödüyoruz. Türkiye’deki dolaylı vergilerin payı yüzde 70, bunu nüfusun büyük çoğunluğu olan emekçiler ödüyor. Büyük şirketlere genel olarak birçok vergi teşviki ile vergi bağışıklığı sağlanırken tüm emekçiler gelir vergisi ödüyoruz. Hal böyle olunca sübvansiyonun kalkmasına itirazlarının anlamı yok. Ama yurttaşlar için doğal gaz satış fiyatları düşük tutulabilir.

Olgun Sakarya

» Zamlar nasıl yankılanacak?
Sakarya:
 2014’te yıllık elektrik üretiminin yüzde 62,6’sı ithal kaynaklara bağımlıydı, 2017 sonunda yüzde 54’e gerilese de halen yarısından fazlası. Böyle yüksek bir dışa bağımlılık ve ithal kaynak söz konusu olduğunda, doğal olarak doların ve Avronun yükselişi elektrik tarifelerine yansıyacaktır. 2017 sonu itibarıyla ithal bağımlılık oranının, yüzde 53-54 civarında olduğunu düşünüyoruz. İster istemez böyle bir üretim altyapısı olduğu sürece elektrik zamlarından kurtulmamız biraz zor.

» Doğalgazda durum daha kötü sanırım. Gazın ne kadarını ithal ediyoruz?
Türkyılmaz:
 Doğalgazın yüzde 99 buçuğunu ithal ediyoruz. Geçen sene tükettiğimiz doğalgaz 54 milyar metreküp iken yerli üretim 350 milyon metreküp. Yani yüzde 1’ini bile karşılayamıyoruz. Bu kadar büyük ölçekte dışa bağımlı olduğumuz bir yakıtı elektrik üretimi için bu kadar fazla kullanmanın bir anlamı yok. Alternatifi var elektrikte, yenilenebilir kaynaklarına yönelmek. Ama bugünkü siyasi iktidar bu politikaya yönelmiyor, doğalgazın elektrik üretimi içindeki payının azaltalım derken, onun yerini ithal kömürle ikame ediyorlar. Yerli kömürle ikame etmeye çalışıyor. Yerli kömür 100 günlük programda da büyük hedef olarak yer alıyor, Eskişehir’de Alpu’ya, verimli tarımsal topraklara “Santral kuracağız” deniliyor. Demokratik işleyişin olduğu, yurttaşların görüşlerinin dikkate alındığı bir toplumda, bir kentin göbeğine; o kent halkının istemediği bir santralı dikemezsiniz.

Sırf bir şirket para kazansın diye, alım garantili olarak da ürettiği elektriği devlete satabilsin diye burada termik santral kurmak yanlıştır.

 Yeni santrallara neden izin veriliyor?
Bugün Türkiye’de enerjinin verimli kullanımı, talebi ya da bu konudaki çalışmaların üstü örtülmüş vaziyette. 2011 de bir gecede Elektrik İşleri Etüt İdaresi’ni kapattınız. Dediniz ki burayı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü (YEGM) yaptım. Son cumhurbaşkanlığı düzenine geçilince bir kararnamede YEGM’i de kapattınız.

Ne oldu, enerji verimliliği ile ilgili birim kim kaldı? Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulunu da ortadan kaldırdınız. Yani enerji verimliliğini yok saydığınız bir ortamda, önce enerji verimliliğini tekrar ele alın, enerjiyi verimli kullanın. Şu anda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’ndan (EPDK) izin almış yatırım sürecinde 5 bin 921 MW, izin bekleyen bin 262 MW kurulu güçte doğal gaz santral projesi var. Bunlara gerek yok. Yani yeni ithal kömür santralarına, yeni doğalgaz santrallarına izin vermeyin. Önce enerjiyi verimli kullanın. Türkiye’de değişik sektörlerde yüzde 25-30’lara varan bir enerji tasarruf potansiyeli var, bunu değerlendirin. Biz Makine Mühendisleri Odası (MMO) olarak bunu ciddi olarak çalıştık.

Santralların, verimliliğini arttırabilir, daha yüksek üretimler yapabiliriz. İletim dağıtım kayıplarımızı azaltabiliriz, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı yeni santrallar kurabiliriz.

Unutmayalım ki, enerji girdileri ithalatının yüklü bir bedeli var; geçen sene ödediğimiz 36,8 milyar dolar, bu sene 40 milyar doları fazlasıyla geçecek. Dolar kurunun her gün astronomik oranlarda yükseldiğini görüyoruz. Onun için çözüm yerli kaynaklara ve esas olarak yenilenebilir kaynaklara yönelmektir.

***

Enerji yoksulluğu kapıda

» Zamların ne tür etkileri olacak?
Sakarya: 
Zamları etkileyen birkaç faktör daha var. Vatandaş açısından zaten söylenecek söz çok. Bu zamlarla beraber artık ülkemizde zaman zaman telaffuz edilmeye başlanan enerji yoksulluğu da gündeme gelebilir. Çünkü bir ailenin gelirinin belirli bir oranı üzerindeki kısmı eğer enerji harcamalarına gidiyorsa o ailenin enerji yoksulluğuyla yüzleşmesi kaçınılmazdır. Zamlar muhtemelen artık ülkemizde zaten ödeme güçlüğü içerisinde olan ve yoksulluk sınırının altında yaşayan çok geniş bir kitleyi derinden etkileyecektir. Kaçınılmaz sonuç olarak da kaçak elektriğe eğilim olabilir.

Oğuz Türkyılmaz

Türkyılmaz: Doğalgaz Türkiye’ye ilk geldiğinde, yaygınlaşması için, insanların alışması,yaygın kullanılır hale gelmesi için KDV yüzde 1’di. Sonra yüzde 8’e yükseltildi, daha sonra yüzde 18 oldu. Biz tekrar konutlar için yüzde 1’e indirilmesini talep ediyoruz. Bu yurttaşların haklı olarak talep edeceği ve mümkün olan bir uygulamadır.
Ankara’daki bir ailenin tükettiği elektrik aylık olarak 115 lira, doğalgaz için de 120 lira çıktı, ikisini toplamı 235 lira. Bu yalnızca elektrik ve gaz parası. Su var, diğer giderler var, asgari ücretin 1602 TL olduğu bir ortamda insanlar daha az tüketecekler daha çok üşüyecekler.

» Size göre çözüm ne?
Sakarya:
 Kısa vadede yapılması gereken, politikaları değiştirmemiz. Kamusal bir yaklaşımla hem tüketiciye hem de ülke yararına çözümler üretmemiz lazım. Bunun da en önemli etkenlerinden birisi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılabilmesi. Ülkemizin kurulu gücü 87 bin 140 megavat civarında. Muhtemelen bu Temmuz ayının sonu itibarıyla 87 bin 500’lere gelecek. En yüksek talebimizin olduğu gün ve saatte ulaştığımız nokta 47 bin 660, o da bir anlık. Şimdi baktığınızda 43 bin puant saat, normal saatlerde daha da düşük. 47 bin megavat saat kurulu gücün 87 bin megavat kapasitesi var. Bu gereğinden fazla 40 bin megavatlık atıl kapasite. EPDK’nın lisans verdiği, halen inşası devam eden santrallar var. Yarın bunlar da devreye girdiğinde kapasite fazlası ortaya çıkacak.

Türkyılmaz: Elbette var. Kim çözüm yok diyorsa yanlış biliyor, yanlış konuşuyor diyebilirim. Biz MMO Enerji Çalışma Grubu olarak yazdığımız raporlarda gerçekleri açıkladık, Son Türkiye Enerji Görünümü 2018 Raporu’nu okusunlar, sorunların nasıl çözüleceğini görsünler.

Bizi bir masa etrafına çağırmak isteyen herkesle aynı masa etrafına otururuz, görüşlerimizi paylaşırız. Bizler bir meslek örgütünün sözcüleriyiz ve biz diyoruz ki, “Bizim görüşlerimiz var, çözüm önerilerimiz var, yaklaşımlarımız ve metodolojilerimiz var. Gelin bunları sizinle paylaşalım, anlatalım, aktaralım, birlikte çalışalım, sorunlara çözüm bulalım.”
Çünkü enerji temel bir insan hakkıdır. Enerji yoksunluklarını kabul edemiyoruz. Enerjiyi herkesin erişebileceği bir şekilde kullanımını sağlayalım. Enerji yoksullarına kamusal destek sağlanabilir. Kömür dağıtacağınıza doğal gaz verirsiniz, ücretsiz olarak. Tabii şunu söylemeliyim, bizim maalesef kötü bir huyumuz, suiistimal etme konusunda olağanüstü bir becerimiz var. Ona da fırsat vermemek lazım. Bunların çözümünü buluruz diye düşünüyorum.

Tarih: Ağustos 16, 2018, kategoriler: Haber Yazar: