TÜRKİYE NÜKLEER ENERJİ VE NÜKLEER SANTRALE HAZIR DEĞİLDİR

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz’ın “Nükleer Santral İhalesi”ne İlişkin BirGün Gazetesine yaptığı açıklama aşağıdadır.

 

Enerjide dışa bağımlılık oranının % 73, yerli üretimin ise % 27 olduğu Türkiye‘de yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim kamuoyunda tam da yankı bulmuşken, uluslararası lobilerin etkisiyle dışa bağımlı nükleer santral yatırımlarına yol açılmak istenmektedir. Sayıştay Raporlarında bile “nükleer enerji en pahalı yatırım” olarak tanımlanırken, “nükleer santraller” konusunun ısıtılması, bugün başlansa bile en erken 2015 yılından itibaren devreye girebilecek nükleer santral yatırımlarının başlatılması için gündeme getirilmiştir.

Dünyada işsiz kalan nükleer lobilerin kâr hırslarına dayalı baskılanmayla nükleer santrallere, yeni doğal gaz santrallerine ve özel sektörün elektrik üretimine ilave teşvikler verilmesine dayanak oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Bu durumun bir tek anlamı vardır: O da bu santralleri satacak olan şirketler, onların yerli temsilcileri ve yapım aşamasında onların taşeronluğunu yapacak olan müteahhit şirketlerin memnun edilmesi ve kamu kaynaklarının bu çevrelere aktarılmasıdır.

Odamız nükleer enerji ve teknolojiye karşı çıkmamakta, özellikle AR-GE ve uzun vadeli planlama eşliğinde ülkemizin de adım atması gerektiğine inanmaktadır.

Bu gerçeklerle birlikte şu temel noktalara dikkat çekmek istiyorum:

1.    Nükleer Santral Yasası ve ikincil mevzuat yeterli teknik hazırlık yapılmadan gündeme getirilmiştir. TMMOB bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali için dava açmıştır.

2.    Türkiye‘nin bir nükleer santral yasası vardır ama “nükleer enerji yasası” yoktur.

3.    Türkiye‘nin bir “nükleer enerji güvenlik tüzüğü” yoktur.

Dolayısıyla Türkiye nükleer enerji ve nükleer santrallere hazır değildir.

4.    Enerji sorunun çözümü gibi gösterilen nükleer santrallerin bir dizi dezavantajı vardır.

•    İlk yatırım maliyetleri diğer yakıtlı santrallere göre çok daha pahalıdır.

•    Yatırım dönemleri (8-12 yıl) çok uzundur.

•    Yakıt yönünden tamamen dışa bağımlıdır.

•    Üretilen elektrik ucuz aksine pahalıdır.

•    Atıkların korunması sorunlu ve pahalıdır.

•    İşletilmeleri teknolojik riskler içermektedir.

•    Ekonomik ömürleri dolunca,söküm maliyetleri ilk yatırım maliyetlerini aşabilmektedir.

Bu dezavantajlarıyla öngörülen nükleer santral yatırımları, Türkiye‘nin enerji sorunununa çözüm değil ekonomi ve topluma ek yükler getirecektir.

Türkiye‘nin enerji sorununun çözümü, ulusal ve kamusal çıkarları gözeten bir anlayışla yerli, yeni ve yenilebilir kaynakların depğerlendirilmesini ve enerji verimliliği ve tasarrufunun artırılmasını öngören bir enerji programının uygulanmasıyla mümkündür.

Yayına Giriş Tarihi

2016-09-29 08:00:00

Tarih: Temmuz 23, 2018, kategoriler: Basın haberleri Yazar: